Acı çeken bir ruhtu benimki,
Kanlı bir bıçaktı elindeki.
Ruhumu delik deşik edendin sen,
Ben ise sana aşık olan bir zavallı,
Seni her zerrenle her halinle sevdim.
Elin daha çok kanladı, kinin aktı bana.
Bu bir savaş mıydı yoksa?
Dikenli çalılıklarda yürümek gibi,
Sana aşık olmak.
Zehrini her yerime bulaştırdın.
Bırakamıyorum seni, yapamıyorum bunu.
Elim kolum bağlı.
Senden kurtulmak için en sonunda yaktım.
İçimdeki her şeyi,
Önce fotoğrafları ardından bana aldığın o gitarı,
Sonrası kolaydı.
Kül olana kadar izledim içimdeki ateşi.
Ardından bana gülümseyen bir fotoğrafın kaldı.
Her şey bu kadardı...
Buruk bir şey hayattt... Neden mutlu olamıyorum... Hep içimde bir boşluk var dolmayan. Ruhumdaki o boşluğu doldurmaya çalışıyorum ama denizde bocalayarak yüzmekten başka hiçbir işe yaramıyor. Boğulmak ve nefes almak arasındayım. Var olmak keşke ruhum için şu an gerçek olsa.
Eskiden karanlıktan korkarken şu an ona sarılıyorum sanki. Büyüdükçe bende karanlık olup geceye karışıyorum. Belkide o yüzden karanlık artık beni korkutmuyor. Çünkü artık ben karanlığım....
Yaşadığın yere bakıyorum.
O kadar sessiz ve huzur dolu ki,
Acaba diyorum,
Ben ne zaman gidebilirim yanına?
Oraya gelmeyi çok istiyorum.
Ama geldiğimde yanında olamamaktan korkuyorum.
O yüzden bekliyorum zamanını.
Geldiğimde umarım doğru kapıdan girebilirim.
Yağmur yağdı içime ,
Bir barut misali patladı
Darmaduman oldu içim bir anda
Tuhaf bir koku sardı
Yağmurlu bir havada içilen
Sigara dumanı gibi
Aklım, başım çorap söküğü
Anlamsız ve karmaşık
Sorguladım hep seni
O gülüşündeki nefesi
Hayata tutunduğun fikirleri
Islandı saçların düşlerimde
Bir tutam kokun kaldı yüreğimde
İçim hep hüzün dolu
Niçin, neden, niye?
Bırakıp gittin beni
O günden beri
Elimde bir gitar, kalbimde bir sökük
Dolaşıp durdum sokaklarda
Bir bir arkasını döndü, baktı herkes
“Bu kaçık kim?” diye
Dedim onlara: “Bir sevda delisi,
Yüreği isli ve çamurlu birisi.”
Umarım kırmadım sizi.
Elimde bir viski şişesi
Ayırmadım, sen gittiğinden beri benimle
Niçin, neden, niye?
Bırakıp gittin beni
Yüreğim seninle cıvıl cıvıldı
Sen gittin ve çamur her yer
Niçin, neden, niye?
Bırakıp gittin beni
Niçin, neden, niye?
Dünya dönüyor ben hâla olduğum yerdeyim. Geçmişe dönüp baktığımda kurduğum hayalleri düşünüyorum. O mutlu olduğum anları... İçimden geçiriyorum nasıl bir şeydi mutlu olmak hatırlamıyorum. O hayelleri kurup mutlu olan kişi ile o hayellerin gerçekleşmeyeceğini bilen kişi birbirinden tamamen farklı...
Eksiklik hissi dünyadaki en zor şeylerden biri. İçimde bir boşluk var ve asla dolmuyor çünkü o boşluğu doldurabilecek kişi yanımdan ayrılalı çok oldu... Zaman akıyor ve gidiyor bir bir benden. Hayatta yapmak istediğim şeyler var ve bunların anlamsız olduğunu söyleyen bir ses. Bu isteklerimi gerçekleştirmek gerçekten o kadar önemli mi ? Hayat bir rüzgar olup onları bir bir yıkabilir ve her şey yine bir hayal kırıklığına dönüşebilir. Ama yinede bir hayale tutunup yaşamak daha iyi sanki. Yoksa hayatın bu amaçsızlık girdabı içinde yaşamak daha çekilmez olur...Yaşamak...
Kadın dediğimizde aklımıza ne geliyor? Benim aklıma hep bakımlı olması gereken, hep sabır göstermesi gereken, hep emir alan vb. şeyleri yapması gerektiğini söyleyen topluma isyan eden bir grup geliyor. Kadınlar yüzyıllardır bu şekilde üstlerinde tahakküm kuranlara karşı isyan etmeye çalışıyor. Üstelik tek savaştıkları kişiler erkekler olmuyor çünkü bu ataerkil toplumu savunanlar sadece erkeklerden oluşmuyor. Kendi hemcinslerine karşıda savaşıyorlar. Bu savaştıkları kişiler o kadar da uzağında olmuyor. Bu kişiler bazen babası, annesi, abisi, kardeşi, dıdısı... şeklinde ilerliyor. Tek istedikleri cinsiyetleri yüzünden aşağılanmamak ve haklarını korumak bu kadar. Bu yüzden artık saçma sapan erkek ve kadın işi olarak olayları ayırmayı bırakalım, sırf erkek olduğu için birinin bir kadın üzerinde tahakküm kurmasına ses çıkaralım ve bunlara olması gereken cezaları en adil şekilde verilmesini sağlayalım. İşte bu şekilde erkek-kadın eşitliğini sağlamayı başardığımızda ve şiddeti bir amaç olarak görmeyi bıraktığımızda artık insan haklarından ve bir eşitlikten söz edebileceğiz. Bu eşitliğin sağlanabilmesi dileğiyle🌹Bütün kadınların, kadınlar günü kutlu olsun🌹
Seni hissedemiyorum.
Bu aralar ruhumda,
Nerdesin kim bilir,
Kimlerin gözlerine bakıyorsun?
Artık sadece düşleyebiliyorum seni,
Ancak sen ona da izin vermiyorsun.
Ey sevgilim nerdesin,
Nereye saklandın?
Kaf dağına mı çıktın yoksa,
Gizli yerimize ?
Ama biliyorsun sözümüzü,
Ölmeden gitmek yoktu.
Yoksa öldün mü gerçekten?
Söylüyorlar ama inanmıyordum
'Ama ben görüyorum.' diyordum.
Artık yoksun sevgilim.
Sadece kokun kaldı bana.
Lavanta gibi kokardın.
Seni bulmak için,
Hiç çıkmıyorum bahçeden,
Ama yoksun sevgilim.
Bekle beni,
Kafa dağının ardında olacağım.
Merak etme erken gelirim yanına.
Sensiz dünya çoktan soldu sevgilim.
Nefes almak zorlaşıyor sanki.
Kalbinin atıp atmadığını umursamadığın anda,
Yok oluyor içindeki yeşillikler.
Umutların tek tek sönüyor.
Kara günler seni bekliyor.
Görünmez olmaya ant içtiğinde,
Sevilmediğin de yaşamayı umut ettiğinde,
Ruhun karanlığa gömülüyor sanki.
İşte o an,
Kara günler seni bekliyor .